31 Mart 2009 Salı

Valla ben yapmadım..


Geçen sene Danimarka'dan bir misafirim gelmişti..Kendisi senelerce Almanya'da yöneticilik yapmış has bir Kopenhag çocuğudur..

Futbolla çok içli dışlı olmasa da St.Pauli takımını çok sevdiğini bazı zamanlar fırsat buldukça maçlarına gittiğini söylemişti..İçimden "kafayı mı yedin be adam! madem arada bir maça gidiyosun git Bayern'i falan izle olmadı en kötü Schalke'yi izle" demiştim o zaman..

Şu resmi görünce kendisini yad ettim..Çok sinsice ama çok güzel be..
Biraz içimin yağlarının eridiğini kabul etmem lazım :)

Sınıf başkanı ve Sınıfın fırlaması


Tanıştıralım..

8 numara..Nihat Kahveci

Sınıf başkanı, oturaklı, efendi, tecrübeli..İspanyol gazeteci tarafından sorulan bir soruyu cevaplarken, kullandığı akıcı İspanyolca ile bu sıfatları hakettiğini gösteriyor..

14 numara..Arda Turan
"Nihat abi gibi ben de çok rüya görüyorum ama milli takımla ilgili değil"

bazılarının içinde var :)

Olur olur..


Maç bittiğinde tüm ülkede "Şu İspanya elden kaçar mı?" diye tartışılırken Bozo'nun yüzüne bakıyordum boş boş..Kafamdan geçen bazı başlıklar vardı tabi..


*İspanya, bizim maçın başında girdiğimiz pozisyonları yakalasa neler olurdu ?
*Torres bizim bahçede nasıl o kadar cirit atabilir ?
*Nihat nasıl bu kadar kötü ve isteksiz olabilir? Madem öyleydi nasıl sahada tutulabilir ?
*Tuncay'a her maçtan önce "we've only got one player" diye gaz versek böyle oynar mı?

İşte kafamda bu sorularla boğuşurken, sağ kanadımdan gelen "doldur doldur boş kalmasın" sesi ile kendime geldim ve sabah olduğunda önceki geceyi kafamdan silerek çarşambanın hayallerini kurmaya başladım..

Futbol her ne kadar çağa ayak uydursa da genele vurulduğunda basit bir oyundur..Atarsan kazanırsın..

Sami Yen'de gireceğimiz pozisyonları yine cömertce harcarsak, dakikalar geçtikçe futbolcularımızın üzerinde hissedeceği baskıyı da göz önünde bulundurursak, bırakın İspanya'yı, Roma'daki İspanyol Merdivenleri'nde hatta Los Angeles'ta bile gol başına bir gece kutlama yapılır ve ben bunun 1 gece süreceğini sanmam..

Fatih Hoca, Türkiye'de bazı değişiklikler olacağını çıtlattı..O değişiklikler maç içindekilere benzemez dimi hocam, benzemez benzemez..

İlk olarak sol beke müdahale etmek gerek..Hayatında yapmadığı bindirmeyi Barnebau'da 1 maçta yapan Ramos, Üzülmez'i daha fazla üzmemeli bence..Bir Barcelona maçı vardır Deli'nin yıldızlaştığı, maalesef adamlar o maçı unutmamış ki acısını çıkardılar :)

İkinci olarak tabii ki Nihat Kahveci var..Maçtan önce Bozo ile Bursaspor'lu Sercan hakkında ufak bi tartışma yaşadık..Keşke o oynasaydı, en azından Kahveci gibi önündeki adamı HÖT diyerek korkutup topu almaya çalışmazdı..Sonuçta o Türkiye dendiğinde akla ilk gelen futbolculardan, bu yüzden gününde olmasa bile basmadık yer bırakmaması gerekir..

Çeşitli alternatiflerimiz var..Tuncay ileri Nihat'ın yerine kaydırılıp sağ kanatta Sabri oynatılabilir (hayır yani Serkan Balcı alınmadı milli takıma, o olsa başka tabi :p ) veya göbekte Mehmet-Ayhan-Emre kanatlarda Tuncay-Arda ilerde Semih varyasyonu da mümkün..

Her ne olursa olsun Emre Aşık-Hakan Balta ikilisinin bozulmaması gerektiği kanısındayım..

Tabi bunlar teknik taktik konuşmalar..Yarınki maç Sami Yen'de oynanacak..

Ben ve Bozo kale arkasında yerimizi ayırttık..Bir devre "yürü be oğlum yürü" diyerek iteceğiz aslanlarımızı arkadan, bir devre de "Casillas'ın arkası Merkez Bankası" diyerek selamlayacağız kendisini..

Aslanlarımıza inancımız tam..Hadi hayırlısı..

30 Mart 2009 Pazartesi

Ah Fatih Hoca Ah...


Ah Fatih hoca... Halbuki ne güzel bir onbirle çıkmışsın sahaya. O onbir cengaver de seni ve bizleri yanıltmamış. Biri hariç. Nihat Kahveci. Her futbolcunun kötü gününde olma hakkı vardır tabiki. Milli golcümüz de o günlerden birindeydi sadece.

Ama Fatih hoca da belliki ilk onbiri belirledikten sonra kötü bir 2 saatine girmiş. Semih neden çıkar Fatih hocam? Bugün senin yaptığın "çarşamba günü değişiklikler olacak" açıklaması üzerine yapılan yorumlarda Nihat'ın yerine Sabri'yi oynatıp Tuncay'ı ileriye kaydıracağın yazılıyor hep. Benim de nacizane Barnebeu'daki maçın ikinci yarısı başladığında senden beklediğim değişiklikti bu ( S10ADAM şahit ). Ama sen Semih'i oyundan alıp gününde olmayan Nihat'ı sahada tuttun ve bu andan sonra İspanya'nın üzerine hiç gidemedik. Bir de gerçekten çok talihsiz bir gol yedik. Bir an uyuduk resmen. Ve o golü çıkaramadık.

Ama biliyoruz ki çarşamba günü Ali Sami Yen'de herşey farklı olacak. Fatih hocamız hem doğru diziliş ve stratejiyi kuracak hem de onu maç içinde de doğru yönetecek. Gerisi de bizim cengaverlere kalıyor tabi. Zaten S10ADAM la ilk maçtan önceki söyleşimizde belirttiğim gibi İspanya, ilk maçı kazanıp büyük oranda liderliği garantilediği için ikinci maça, yıldız oyuncularının şampiyonlar ligi ve kendi takımlarındaki lig maçlarından ötürü tam konsantre çıkmayacaklar.

Ben kazanacağımızı bekliyorum ama bir beraberlik de işimizi görür. Bosna, Belçika'yı ikinci kez yense bile bizde onları Bosna'da yener öle ikinci oluruz. Tabi bir de Belçika deplasmanı var. Ancak o engeller aşılır. Öncelikli olan çarşamba günü en az minimum ihtiyacımızı karşılamamızdır. Kazanırsak zaten gruptan ikinci olarak çıkar play-off maçlarını bekleriz...

28 Mart 2009 Cumartesi

AMANsız Ol..


amansız demek - inatçı demek, sürekli demek.
amansız demek - gururuna sarılmak demek.
amansız, rakibine diz çökmez.
amansız, zamana yenilmez.
amansız, acıyı yener.
amansız, kendini feda eder.
amansız asla pes etmez.
amansız kanının son damlasına kadar savaşır.
amansız ol..

Aman Amansız Olun :)

Tarih Tekerrürden İbaret Olsun..


Yıl 1954..

Türk Milli Takımı, İspanya'yı 1-0 mağlup ederek Dünya Kupası finallerine katılmaya hak kazandı...

Rahat olun..Çıkın topunuzu oynayın..Sonuçta kanınızda var :)

27 Mart 2009 Cuma

Kardeşliğe Dair


İçten gelen bir şey değildi. Şimdilerde sonradan olma Mehmet’imizin oynadığı takımı bilmemenin, tanımamanın verdiği bir cahillikti sadece. Biraz da fazla milliyetçilik…

Aslında enteresan olan o zorunluluk değil de zorunluluktan sonra yaşananlar oldu. Bu kadar sahipleneceğimi ben bile tahmin etmiyordum doğrusu. Evet, farkındayım beraber maça gitme zevkini asla yaşayamayacağız. Ama oldu işte artık, geri dönüşü yok.

Ama önemli olan Parçalı ile Çubuklunun rekabeti değil. Dostluğu . Ve tarih boyunca iki takım var oldukça sürecek olması.

Tıpkı bizim gibi ...

26 Mart 2009 Perşembe

Futbolun Dili Bir


Bir önceki yazının kahramanı küçük Feyenoord taraftarı ile bu Chelsea'li kızımız arasında ufak bir benzerlik var sanki..

Boşuna dememişler"Futbolun Dili Bir" diye :)
ps:Babada da hafif bir SS subayı havası sezdim..

En objektif kim ?


İçimizde var bizim..Laf söyletmemek, "En objektifiniz benim kardeşim" gibi talihsiz açıklamalarda bulunmak..
Sen dönmeseydin nasıl olurdu biliyorum aslında..Canını çıkartırdık Canatar'ın..
Sinir hastası olur kalırdı yanımızda her sohbette..Zaten buna müsait , biliyosun..
Ama olmadı be Bozo..Sen Çubuklu'yu seçtin..Neyse ki o aileden bir tane yiğit çıktı ve çok şükür doğru yoldan sapmadı..

Öyle veya böyle ortak nokta meşin yuvarlak..Ona olan sevgimiz başka..

Cumartesi gecesi, o da bizi sevse be..üzmese..

Hadi hayırlısı :)

3 BÜYÜK'LERE SELAM




Her insanın hayatında önemli kişiler, önemli anlar vardır..Benim hayatımın en önemli günlerinden biri 3 büyüklerin beni elimden tutup Parçalı'yı ilk kez izlemeye, hissetmeye götürdükleri gündür..


3 büyükler size ne ifade eder bilemem ama benim için, farklı hayat anlayışları olmasına rağmen birbirlerine sıkı sıkı sarılmış ve önemli bir mirası bana bırakmış 3 sıkı dosttur..


Aslında onlar bu bayrağı bana bırakırken belki de bu denli önemli olacağını bilmiyorlardı benim için..Ama oldu işte..O günden beri ister sofrada, ister trafikte, ister rastgele bir manzarada vişneye çalan bir kırmızı ile turuncudan tok bir sarı yanyana geldiğinde daha bir anlamlı olur benim için..


Sizi özledim 3 büyükler, sizi çok özledik..Çocuklar arada bizi üzseler de yüzümüzü hep güldürüyorlar..Sizlere bunun için, bu bayrağı bana bıraktığınız için ne kadar teşekkür etsem azdır..


İyi ki beni Parçalı'yla tanıştırdın baba..İyi ki üzerinde 2 beden küçük formayla gözlerinin dolduğuna şahit oldum dayı..Ve iyi ki her Türkiye'ye gelip bizi ziyaret edişinde "Hadi hadi" diyerek beni Sami Yen'e götürdün amca..


Rahat uyuyun..Mekanınız cennet olsun..